28 Nisan 2014 Pazartesi

Aradığını neden bulamaz insan

Her konuda aynıdır farklı türleri vardır ama sonuç aynıdır bulamazsın.

Eşya ararsın muhakkak yeri değişmiştir ve sen hatırlamıyorsundur, bulamazsın.

Sokak ararsın aslında biliyorsundur önemliyse gitmen gerekiyorsa unutursun kayıp olursun neredeyse ama hemen bulamazsın. 

Bilgi arıyorsundur normalde karşına çıkar ama o an gelmez görünmez olur gözüne sinir olursun bulamazsın.

Karşında adam arıyorsundur görünüşte adamdır belki ama tanırsın aradığın adamı bulamazsın. 

Sonuç itibariyle istediğini ararken bulamazsın ansızın çıkar karşına.

Hayatınızda aradığınız her şeyi bulmanız dileğiyle.

Sabah Uykum


Belki de deneme yazılarını okumama sebep olan merak saldıran bir kitap oldu benim için. 
Hatta abartırsak okuma aşkını alevlendirdi de diyebilirim. 
**Herkes kendinden bir parça bulur bu kitapta tavsiye ederim.

Ahmet BATMAN' ın yazılarında hep bir sıradanlık esintisi vardı, sanırım bu nedenle de yakın hissedip kitabı kısa bir zamanda bitirebildim. 
Beni bana anlatır gibi de olduğunda tamam dedim bu kitap benim için yazıldı, ayrıca ayrılığı o kadar güzel anlatmış ki defalarca okuma isteği uyandı içimde...
Aşk ayrılık kahve yalnızlık gibi konular üzerine benzer yazılar dahi olsa da ben beğendim geç kalmış bir yazıdır bilinmez ama her zaman dediğim gibi ben buralarda daha yeniyim. 


Kitap tanıtımından;


Belki bir kitabın aynı sayfasında ağlamışızdır. İşte bu haberimiz olmadığı halde dünyanın en güzel karşılaşması olabilir.
Ben anlam veremiyorum yani neden bittiğine değil madem bitecekti neden bu kadar hevesle başladık? Ben ikimizdeki bu hevese anlam veremiyorum. Ne oldu bize bilmiyorum ama iyi şeyler olmadığını çok iyi biliyorum. Ya çok yanlış zamanda karşılaştık ya da hiç karşılaşmaması gereken iki insandık. Biz neydik bilmiyorum Sevgili desem değil, aşık desem değil bildiğin raslantıydık işte ondan öte gidemedik.

Pazartesi Sendromları

Yaklaşık 3 senedir çalışıyorum ve her Pazartesi bu halde uyanırım..

Bu sabah her zamankinden faklı olsa da gene aynı kriz ' Bugün de iş mi olur ya ' Hafta sonunda istediğin saatte kalkıp günün tamamının sana ait olduğunu bilmek ardından sabah kalkıp ve işe gitmek. Dayanılmaz bir problem ! Aslında her hafta başında gelen bir gün pazartesi nedense hiç sevilmeyen günlerden en azından ben sevemedim azizim. 
Bu durumu aşmak için farklı yollar da denedim; mesela kahvaltı yapayım belki günü farklı kılarsam sorun olmadan geçer saatler dedim; olmadı.
Erken kalkayım biraz müzik eşliğinde seçeyim kıyafetlerimi dedim; gene olmadı.
Araştırmaya başladım bende kendim yenemezsem bir yardımla geçer belki diye.
İnternet'te sitelerden birçoğunda nasıl geçeceği konusunda binlerce yazı var ;

"Pazartesi sendromu; hafta sonu tatilinin ardından pazartesi işe ya da okula başlamakla ilgili isteksizlik ve zorunlulukla gelen sıkıntı halidir." ( evet katılıyorum büyük bir sıkıntı )

Bunun sebebi de haftanın getireceği sorumlulukların ya da olumsuzlukların sıkıntısı. (mümkün)
Sendromu yenmek için de hafta sonu plan yapılıp farklılıklarla geçirmek gerektiğini savunuyor bir site.
İşte ben bunu da denedim gene bakıyorum da pazartesiyi hala sevmiyorum.

En son vazgeçtim sanırım bugünü sendromlu yaşarsak güzel bugünün de kendine has böyle bir tavrı var :)
Bende hal böyle alışmalı.


Peki ya sizin Pazartesileriniz nasıl geçer sendromu bol yahut mutlu eğlenceli mi?

25 Nisan 2014 Cuma

Gezmek için çok geç değil..

Zamanın kıymeti dedik de sanırım artık gezintiler turlar başlamalı..

Yaşlandık diye midir nedir gezme merakı lafta kalır oldu hep..25 oldum hayatımın kaçta 1'indeyim hesabını bile bilmiyorum.. En iyisi başlayayım yapacaklarımın listesini oluşturmaya..
Biraz uçuk davranırsak Kore ziyareti en çok istediğim olarak listenin birinci sırasına gelebilir.



**Daha gerçekçi olarak bu akşamı değerlendirmeli sanırım(!) :)

Peki sizin var mı öyle zamanlarınız ?

 Zamanı kıymetli kullanıp gezmeye farklı yerler tanımaya çalışıyor musunuz ??

Gezmek için listeleriniz belirlediğiniz yerler tavsiye edin bana da  :)





Ve sonra

Diyorsun ki kendi düşüncelerini devam ettir. Her şeye rağmen sen ol, kendin kal, mutlu kıl kendini... 
Bazı düşünceler de çift taraflı mutluluk getirmez, bana mutluluğu kılan sana mutsuzluğun hükmü vermiştir.. E artık yapacak bir şey yok buna.. 

Vicdanın konuşur bu yapılmaz der seni hüzünlendirir hatta Sezen dinletir sana kısaca empati yaptırır "Kendini onun yerine koy ne haldedir" der. Bu yüzden sırf kendini düşündüğün için bencil gözüyle bakılır ya zamanında kendini düşünmediysen ya hayat O diye başlamışsa ve yaşananlar seni bu hale getirmişse..
Mutsuz ediyorsun insanları kendi mutluluğun için; belki aldığın ah'ların bir yenisi de hanene yazıldı ama bir önemi yok hayatın değerli, Sen değerlisin ! sen bir tanesin ve içindeki mutsuzlukları sök hayatından An: Şuan tekrarı yok mutluluğunda mutsuzluğunda..


24 Nisan 2014 Perşembe

Hikayem paramparça ..

Tam da KPSS hazırlıkları varken hayatımda kitap okuma isteğim yeniden alevlendi gerçi arkadaş sayesinde oldu bu daha çok..

Arkadaş tavsiyesidir bu kitap bana kendimden bir şeyler bulabileceğim aklıma gelmemişti. Ama öyle bir kitap ki sardı götürdü beni. Şimdi devamı geliyor okumaktan sıkılmadan zevk alarak yaşıyorum. 
Bu kitap aslında Afilli filintalar sitesinde yayınlanan hikayelerin birleşimi ve defalarca okusan bile içerisinde kendini bulabileceğin her sayfasında farklı duygular tadabileceğin cinsten.. 

Beni bir çok kısmı etkiledi hatta hayatımda bazı düşünceleri araştırma hissi uyandırdı. Özünde moralimi bozdu "Bu zamana kadar boş yaşamışım arkadaş" dedirtti. 






Kitabın arka kapağından alıntıdır.
""Annemin öldüğünü anlatma, onun etkisi altında olduğum için kendisini sevdiğimi düşünmesin."
"Tamam Galip."
"Karanlıkta uyuyamadığım için gece lambasını açık bıraktığımı anlatma, beni ottan boktan korkan biri zannetmesin."
"Tamam Galip."
"İlk defa âşık olduğumu anlatma, beni bu konularda tecrübesiz biri zannetmesin."
"Tamam Galip."
"Geçen sene el frenini çekmeyi unutup Kartalı boklu dereye yuvarladığımızı anlatma. Malının kıymetini bilmeyen biri olduğumu düşünmesin."
"Tamam Galip."
"Babamın orospu çocuğu olduğunu anlatma. Onu bizzat ben anlatmak istiyorum."
"Tamam Galip." "

Dışarı çık ve hayallerini gerçekleştir.

Ne zamandır hayal kuruyorum ama yapamıyorum yada itiraf edeyim yapmıyorum hiçbirini.. Düşün elimde bir kitap var "Erken Kaybedenler" yaklaşık bir haftadır okumaya zaman ayırmadım. Hal böyleyken dışarı çıkıp fotoğraf çekmek, bahçeyle ilgilenmek, yeni yerler gezmek çok zor geliyor. Ama şu da bir gerçek yaşamaya bu kadar üşenirken -Abartmıyorum- her yerde kaşıma "Dışarı çık hayallerini gerçekleştir", "Hayat hayal kurmak ve gerçekleştirmektir." gibi düşünceler çıkıyor.
Aslında bu kadar taze değilim, yazmaya niyetlendim yaklaşık 3 ay blog ismi arayıp hali hazırda bloguma 3-5 ay hiç bir şey de yazmadım. Hayat aşırı gelmiyor üzerime birçok şey bilirken ben üşeniyorum. Arkadaşım der ki "Nefes almak hareket karşılığında olsa sen sonuna kadar bekler en son anda gider alırsın bu üşengeçlikle" Haklı ve sırf bu yüzden hayatı kaçırıyorum. Siz siz olun üşenmeyin dışarıda bir hayat var ve her saniyede o hayatı kaçırıyoruz.
Üşenmediğiniz bir gün dileğiyle :)

İtirazım Var !

Onur ÜNLÜ'yü pek izlemedim ben, ama sempati duydum Leyla ile Mecnun bittiğinde.. Nasıl olur siyasi görüş nedeniyle yayından kalkar diye tepki gösterdim. Bende Özledim izlemeye başladım -Ne kadar geç saatte olsa dahi- inandım bir izleyici değiştirebilir diye.. O sırada Onur ÜNLÜ hayatıma girdi ve evet pişman oldum zamanında her yerde karşıma çıkan Sen Aydınlatırsın Geceyi izleyemedim diye. Sonrasında söz verdim kendime "Artık bu kadar ilgisiz kalmayacağım".
Filme gelecek olursak;
İşin gerçeği filmden beklentim çok yüksekti -Karşılayabilir mi diye korkmadım değil- beklediğimden bile daha güzeldi, etkileyiciydi. sonrasında röportajını okudum daha da bağlandım. İmam, komik satranç oynuyor, gizemli, siyaset biliyor, farklı dinleri araştırmış gerçekten bildiklerimin çok dışında.. Sonunda apayrı bir dünya var.
Ne demeli, Bu film izlenmeli; bu adam takip edilmeli..