31 Mayıs 2014 Cumartesi

Film günlükleri#4

Cuma geceleri olduğu gibi filme ayrılmalı diyemem ama alışkanlık işte yeni bir film  izlemek şart oldu :)
Aslında instagram paylaşımlarında Hazal spoiler içerikli yorumunu gördüğüm zaman vazgeçebilirdim. Ama ilerleterek olsa bile devam ettim. 


Filmin adı :Divergent - Uyumsuz

Bu da bir kitap uyarlaması ve sanırım bu da kitaptan bir kısım alınmış gibi hani nasıl desem tam değil..


Konumuz  : Aslında konumuza bakarsak distopik bir hikayede insanlık her bir farklı erdemle parçalara bölünmüş. Aralarından bir genç kız ( Baş rolümüz ) bütün bu bölümlere uyum sağladığını öğrenmiş ve aralarından alakasız bir şekilde korkusuz 'u seçmiştir. Uyumsuz olması nedeniyle bir çok problem yaşar ve macera bu şekilde aksiyon romantizm arası gider gelir.

Filmden bir şey anlamadım desem yeri var. Yani tamam basit efektleri beğendim sürekli bir aksiyon olması ilgi çekici ama olaylar çok hızlı geçilmiş gibi.. Hani derler ya bunda bir şey eksik diye öyle bir durum var.

Oyuncularımızda aşağıdaki gibi :)



Beatrice "Tris" Prior :Shailene Woodley [ Baş rol oyuncumuz güçsüz ama en uyumsuzlardan ]
Four:Theo James [ Yakışıklı denebilecek bir arkadaş kendisi özünde iyi biri de göstermesi zaman alıyor ]
Jeanine Matthews:Kate Winslet [ Winslet' i bu rol de sevmedim kötü kadın olduğundan mı bilemedim]
Christina Zoë Kravitz [ Yakın kız arkadaş olmazsa olmazlardan ]
 Eric:Jai Courtney [lider ama bir o kadar da gıcık tip ]


Şimdi ben bu filmi sadece bilin istedim boş zamanınız vardır tüm filmleri izlemişsinizdir, koşmalı atlamalı film isterseniz izleyin ama bir yerde sınav dönemini anlatan ergen filmi gibi olduğu ortaya çıkacak.. Malum modamız bu genç kız sıkıntılar ve kurtaran büyük bir erkek :) 



Bana film tavsiye edin lütfen sanırım ben bulamıyorum : /

30 Mayıs 2014 Cuma

Kardeş Blog

Ben doğma büyüme İzmit ' liyim bilen bilir ' kardişiim 'lerimizi.. Kardeşlik önemlidir de bizde ayrı yeri vardır.. Kan bağından bahsetmiyorum ama :)
Bloglarda da olmalı düşüncesiyle okyanus altı bloğunun sahibesi -ki benim burada arkadaşım kendisi sevimli sıcak içten bi okadar da  tatlı bir kız - bir etkinlik paylaşmış Kardeş Blog olmakla alakalı..
E davet etmiş bilirsiniz davete icabet etmek gerekir. Başarılı bir paylaşım olmuş da ayrıca tebrik ederim onu :)

O zaman ne diyelim belki size ulaşamadı ama ben de sizi onun bu davetine bekliyorum.
E buyurun ozaman buradan bloğuna ;)

29 Mayıs 2014 Perşembe

Mim#4

Anneler de yalan söyler(!) 

Bu dünyadaki meleklerimiz aslında sadece iyiliğimiz için yada işlerine öyle geldiği için bize ufak beyaz yalanlar söyler.. Çocukken anlamazdım ama büyüdükçe anlamıyor gibi yapmaya başladım :)
Ayrıca bana bu mim' i layık gören şeyma'ma teşekkür ederim :) 

   Küçükken yemek yeme problemlerim vardı benim sevmezdim hiç bir şeyi.. Yumurtanın sarısını yiyebilmem için bana kollarda kas gibi olan dokunun yumurta sarısı olduğu söylendi.. O gün bugündür yumurtanın sadece sarısını yerim :) 



Deprem olmadan evvel deniz kenarında oturuyorduk biz koskoca bir apartman 72 daire ve ezilen Selma :) Annem bu konudan sıkılmış olacak ki bir daha kendini ezdirirsen seni eve almam dedi. Şimdi olsa tabi der geçerim de o zaman korkudan ne yapacağımı bilemedim. 




   Pazara çıkmak tam bir işkenceydi ben oyuncak meraklısı tezgah önlerinde onlara bakarken çingenelerin olduğu bir yerde annemin elini bırakırsam beni alıp kendi çocukları yapacağını söylemişti. Ben buna inandım korkudan ne yapacağımı bilemedim :(



   Üzerini örterek uyuyan bir çocuk olmadım hiç - erkek çocuğu gibiydim sürekli - üzerimi örtmezsem canavarlar geleceğine inandırdılar beni kafamı dahi örttüm o günden sonra hala devam bu huya.. Korkmak değil de güvenli :P

En korkuncu sakız çiğnemek.. Annem sakızı pek sevmez(kendi çiğnemiyorsa) akşam vaktinden sonra sakız çiğnersem en yakın ölen akrabamın etlerini çiğnediğimi söyledi. İnanmazsınız belki ama uzun bir süre akşam vaktini bırakın gündüz bile ağzıma sakız almadım.. 

Anneler böyleymiş bunların hepsi sevdiklerindenmiş henüz bilemem ama iyi ki söylemiş yoksa bu yazı nereden çıkacaktı :)

28 Mayıs 2014 Çarşamba

Mim#3



Bundan 2 ay kadar önce böyle arkadaşlıklara ulaşabileceğim aklıma gelmemişti.. Ama şimdi beni mimleyen bana yorumlarda bulunan bana bir şeyler katan kardeş bloglar var :) Bunlardan birinin -ki buradan tıklayın gayet güzel yazar kendisi- beni mimlemesiyle bunlar ortaya çıktı.. 

1- BLOG AÇMA HİKAYENİZ NEDİR?
   Aslında böyle birşey pek aklımda değildi, çalışma arkadaşımın teşvikiyle oldu bu blog :) Bir gün açalım dedik ve sonuç ortada :)

2-BLOG İSMİNİZ NEREDEN GELİYOR? NEDEN BU İSİM?
  İsim anlamı değersiz aslında.. O kadar çok blog var ki arakarında en değersizi olacağını düşünüp tabi bir de akılda kalıcı olması amacıyla bu isimi koyduk..

3- HANGİ MEVSİMİ SEVERSİNİZ?
  Kesinlikle İlkbahar ama yağmuru olmadan :) 

4-BU MEVSİM SİZE NEYİ ÇAGRIŞTIRIYOR?
Bu mevsimde kayıplarım var benim ama gene de mutluluk çağrışımı var :)

5-KIRMIZI RUJ MU YOKSA EYE-LİNER MI?
Duymamış olayım eye-liner olmadan olur mu ??

6- BLOG  YAZMAK SANA NE KAZANDIRDI?
Yazanların bahçelerine  girebiliyorum bilinir ki herkes kolayca açmaz bahçesini.. ama gene de okuma alanım genişledi yazabiliyorum onu fark ettim.

7- KİTAP OKUMAK MI YOKSA BİR ŞEYLER YAZMAK MI?
Seçim yapması zor, bahçelere dalmak daha kolay kitabı seçerim..

8-ŞİİR Mİ YOKSA ROMAN YA DA HİKAYEMİ?
Şiir ayrıdır her zaman romandan bile daha derin..

9- EN ÇOK ETKİLENDİGİN FİLM?
Titanic henüz bunda etkilendiğim kadar etkilenmedim hiç bir filmden.

10- ÖGRENCİ OLMAK MI YOKSA İŞ HAYATINA ATILMAK MI?
Öğrencileri koruyun kollayın Candır onlar. 

11- KİTAP OKUMAK MI FİLM İZLEMEK Mİ?
Kitap elbette.

12- HANGİ TÜR KİTAPLAR YA DA FİLMLER?
Her tür, ayrım yok .. En saçmasından en felsefi olana kadar okumak iyidir.

13- KLASİK GİYİNMEK Mİ YOKSA SPOR MU?
Yerine göre..

14- ALMAKTAN ASLA VAZGEÇEMEYECEGİNİZ ŞEY?
Sigara :/

15- EN SEVDİGİNİZ YEMEK NEDİR?
Kuru fasulyaa :)

16-EN SEVDİGİN DİZİLER?
Kore dizileri var ama onlar değişir ki sürekli..

17- ÖZEL BİR YETENEGİN OLSAYDI BUNUN NE OLMASINI İSTERDİN?
Işınlanma.. gitmek istediğim çok yer var ..

18-HASTA OLMANIN EN KÖTÜ YANI NEDİR?
Tabiki de gezememek başka kötü yanı var mı ??

19- ALINACAKLAR LİSTEN VAR MI? İLK BEŞİ NEDİR?
Doğaçlama olur genelde..

20- İLK ALDIGIN MAKYAJ MALZEMESİ?
Kırmızı ruj :) Merakımdan..

Mimlenen arkadaşlar lütfen kısa zamanda yazın merak içinde bekleyeceğim  :) 

Mülakat

Genellikle mülakat dendiği zaman jüri ve sıkıntılı zamanlar akla gelir.Jüri tüm görüşmecilere mülakat sırasında bir soru yöneltir " Sizin bize sormak istediğiniz bir şey var mı ? " Bu soruyu fırsata çevirmek gerek nasıl mı ?


Şirket kültürünüz nedir ? Evet bu soruyu sorarak günün büyük bir kısmını geçireceğiniz şirketi benimsemek adına merakınızı giderebilirsiniz.. Bu çok cesur ben yapamam diyenler farklı bir soruyla devam edebilirler örneğin " Yemek saatlerinde birlikte mi yemeğe gidiyorsunuz ? " bu şekilde sosyallik derecelerine biraz hakim olabilirsiniz.

Bu işe kabul edilmezsem  nedeni ne olabilir ?  Bu soru kaliteli evet ama cevabı veren kişinin gerçekten cevap vermesi gerek.. Bu sayede kendinize bir çok şey katacaksınız. Yalnız biraz  yıpratıcı olabilir herkesin harcı değil eksik yanlarını olgunca kabullenebilmek..

Bu pozisyona başlayacak olsam, önceliklerim neler olmalı ? Biraz yanıltmalı bir soru sonuçta bunu söyledikten sonra karşınızdakinin bilinç altında böyle bir görüntü oluşturup karar verme aşamasında kendinizi öne sürebilirsiniz. Tabi bu iş için heyecanlı olduğunuzun göstergesi dememe gerek yok sanırım..

Sizce bu şirkette çalışmanın en harika kısımları neler ? Cevaplar şirketin genel duruşunun bir özeti dikkatle dinleyin..


Bu sayede gün boyunca sıkılan jüri üyelerinin aklında kalacak, alışıla gelmiş görüşmelerde farkınızı fark ettirmiş akılda kalmış olacaksınız.. Böyle bir plan varsa buyurun deneyin : )

27 Mayıs 2014 Salı

Sobe#1

Güzeller güzeli myna  beni sobelemiş o zaman yapmamak olmaz hemen bana uyanı yapıyorum bakalım neler çıkacak :)   


   * Arkadaşınız saçlarını boyatmış, hiç yakışmamış. "Nasıl olmuş?" diye sorunca ne dersiniz?  


Ben çok açık sözlüyüm bu konuda tek cevap " Olmamış, bu ne hal !" gibi  :( Ama kırılmasın diye güzel olmayana güzel diyemem kiii...


  * Evinizde hangisinin olmasını istersiniz?




Elbette ki köpek hemde tam olarak bundan :) Papağanım vardı ama öldü sonra bir daha da olmadı annem kabul etmedi.


  * İntikam Nedir ? 


Soğuk yenen bir yemek / Tatlı / Gereksiz / Gerekli /Diğer


Soğuk yenen bir yemektir.. Belki seneler belki saatler sonra ;) Bknz: Old Boy


 * Ülkeyi kötülerden temizlemek için hangisi olmak isterdiniz ?



  




Kendi kahramanımı kendim yapar buna cevabımı İron Woman derim ben:D Erkek olmaya gerek yok bunun için :P


Bunu okudun mu ?  O zaman sobelendin hemen sayfanı aç ve bunu kendine uygula takipteyim dikkat ederim bak :)



Sobe#1

Güzeller güzeli myna  beni sobelemiş o zaman yapmamak olmaz hemen bana uyanı yapıyorum bakalım neler çıkacak :)   


   * Arkadaşınız saçlarını boyatmış, hiç yakışmamış. "Nasıl olmuş?" diye sorunca ne dersiniz?  


Ben çok açık sözlüyüm bu konuda tek cevap " Olmamış, bu ne hal !" gibi  :( Ama kırılmasın diye güzel olmayana güzel diyemem kiii...


  * Evinizde hangisinin olmasını istersiniz?




Elbette ki köpek hemde tam olarak bundan :) Papağanım vardı ama öldü sonra bir daha da olmadı annem kabul etmedi.


  * İntikam Nedir ? 


Soğuk yenen bir yemek / Tatlı / Gereksiz / Gerekli /Diğer


Soğuk yenen bir yemektir.. Belki seneler belki saatler sonra ;) Bknz: Old Boy


 * Ülkeyi kötülerden temizlemek için hangisi olmak isterdiniz ?



  




Kendi kahramanımı kendim yapar buna cevabımı İron Woman derim ben:D Erkek olmaya gerek yok bunun için :P


Bunu okudun mu ?  O zaman sobelendin hemen sayfanı aç ve bunu kendine uygula takipteyim dikkat ederim bak :)



26 Mayıs 2014 Pazartesi

Ahmed Arif

Ezilenlerin tarafında olmuştur her zaman.. Kendine has lirizmi ve anlatımıyla Türk edebiyatında yerini aldı. Aslında bu şairle uzun zaman önce karşılaşmam gerekirdi ama Hakkı sayesinde tanıştım. Gerçi ben şairimizle tanışıyormuşum da pek bilmiyormuşum kendisini..

Merak edip herşeyi araştıran ben buna da el attım. Şairimizin  en sevdiğim şiiri 'Hasretinden Prangalar Eskittim' oldu. Tamam hepsi şahane ki bir şiir gözdem olmalı her zaman öyle oldu bunda da bozmamak gerek geleneği :)

Birçok şarkıcıya şiirlerini de bestelemiş sanırım benim vazgeçilmezim olacak..

Fazla söze gerek yok, gerçekten. Başucu kitaplarıma bir yenisini ekledim ben tavsiye ediyorum kesinlikle bayılacaksınız..

15 Mayıs 2014 Perşembe

Fıtratında Soma' da Ölmek Var

Gün geçtikçe ümit azalıyor kalmıyor.. Ama
oradaki kalabalık dağılmıyor işte Mahmut'un karısı, Ahmet'in annesi, Osman'ın babası, Mehmet'in arkadaşı derken bekleyiş devam ediyor. 



Düşünmeden edemiyorum, fıtratında var dediğiniz işte neden yeterince güvenlik önlemi yok, neden bu konu üzerine gidilmedi, madem zorlu neden kayıp verilmesin diye daha fazla bir şey yapılmadı, neden neden anlamıyorum.. 
Hangisine güvenmeli medyaya mı ? Çıkıp konuşan bakanlara mı ?
Bakıyorum sayılar her yerde farklı -sonra 17 Ağustos geliyor aklıma sayılara inanmıyorum- medyaya güvenmiyorum
Belki de sadece orada bulunmak için gitmiş bakanımız(!)-ki bence öyle- neden omzunun altına el atmıyor taşımıyor madenden çıkanları.. 
Neden Başbakan yuh' lanıyor oralarda ? 
Neden neden neden ? 

Üzülüyorum elimden bir şey gelmiyor, üzülüyorum onlar orada içeride ve çıkmaya da devam ediyor, biliyorum bekleyiş zor acı ama o haberi almak ayrı bir acı..
Biz buradan böyle üzülüyorsak orada bekleyiş içinde olan analar, babalar, eşler, çocuklar ne haldedir..

Oğluna not yazıp helallik isteyen baba biz yanında olacağız çocuğunun gözün arkada kalmasın..
Sedyeyi kirleteceğini düşünen yaralı arkadaş sen temizsin utansın bunu duyanlar..
Evli olan arkadaşını düşününen arkadaş biz yanınızdayız..

Herkes üzüldük yastayız diyor da neden bu kadar fazla çalışan içerideyken bize sadece iki yüz küsür kişi hayatını kaybetti deniliyor. 

Başımız sağ olsun arkada kalanlara Allah sabır versin..

14 Mayıs 2014 Çarşamba

Baba !

Baba vardır her zaman yanında hiç bilmezsin yokluğunu öper koklarsın korkarsın ona bir şey olmasından.. 

Baba vardır hiç tanımadığın belki adını bile bilmezsin durum bunu getirmiştir sana..

Baba vardır görmemişsindir sanki hep yanındaymış gibi yaşamışsındır..

Baba vardır varlığı yokluğuyla bir..

Baba vardır erken kaybettiğin zor gelir onsuz yaşamak...

Baba vardır belki mühendis belki öğretmen belki işçi..

Baba ki şimdi Soma' da maden altında...





Evlerinize geri dönün dualarımız sizinle...

12 Mayıs 2014 Pazartesi

Kocaeli 6. Defa Kitap Açıyor

Bulunduğum şehir itibariyle gayet hoş etkinlikler gerçekleşiyor-her ne kadar İstanbul kadar olmasa da-bu sefer Kocaeli Belediyesinin 6. Kitap Fuarı..

Bu gibi etkinlikler İzmit'i sanayi şehri olması yanında kültür şehri de yapıyor.Bildiğim kadarıyla geçen sene büyük bir katılım gerçekleşmiş. Ben  geçtiğimiz senelerde pek fazla katılım gösteremedim ama bu sene hedefim büyük mümkün olduğunca fazla söyleşiye katılmak amacındayım. 

Kısaca bahsetmek gerekirse 120 söyleşi ve 350 kitap yayın evinin katılacak toplamda 400 etkinlik gerçekleştirilecek. Kitap severlerin buluşacağı bir etkinlik olacak. 

Bazı söyleşiler hafta içi çalışma saatlerinde olacağından biz çalışanları biraz zora sokacak ama 17-25 Mayıs arasında yapılacak olduğundan bir kaç gün muhakkak katılım sağlanır. 

Bu etkinlilerde iki favorim var ve muhakkak gitmeliyim.(Kendimi şartlandırmazsam yapmamaktan korkuyorum)Birincisi Murat Menteş ki onun bilgileri konuşması anlatımı tamamen bende merak uyandırıyor 24 Mayıs'ta geliyor, ikincisi Sunay Akın düşlerimi kazandıran anlattıkça durmadan dinleyebileceğim bilgili adam 22 Mayısta bizlerle söyleşi yapacak.. 


Detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.


Eğer daha iyi bir işiniz yoksa sizi de bu buluşmalara bekleriz. :)

9 Mayıs 2014 Cuma

Bir fincan Kahvenin Kırk Yıl Hatırı Vardır..

Şöyle bir hikaye de varmış kahvenin hatırı ile ilgili:

vaktiyle İstanbul'da yemiş iskelesinde kahvecilik yapan ve başından türlü maceralar geçtikten sonra âmâ düşen bir adamdan naklen Üsküdarlı halk şairi vasıf, ondan da naklen Reşad Ekrem şöyle kaydediyor.

" ...
bu adamın bir gün kahvehanesine bir yeniçeri gelip,
– hey arkadaş! hep müşterilerine birer kahve yap, lakin şu kafire yapma! demiş.
kafir dediği de bir köşede oturup nargile içen bir Rum gemi kaptanı imiş. ama, hiç şüphesiz ki o zaman gözü açık, birer kahve yapıp vermiş. en sonra da iki kahve yapıp :
– kaptan, biz de seninle içelim; diye rum müşterinin yanına oturmuş. yeniçeri,
– heeyy! ben sana o kafire kahve yapma diye tembih etmedim mi? deyince kahveci de,
– kaptana yaptığım kahve senden değil, ocaktandır ağa! cevabını vermiş.

aradan zaman geçmiş. sisam adasında büyük bir isyan baş göstermiş. kahveci de yeniçeri ocağında kayıtlı asker olduğu için adaya sevk edilmiş. askerin arasında suyu bulduğuna göre sisam'da asi olan Rumlar, ele geçirdikleri türk esirleri bir meydanda müzayede ile satarlar, arttırıp alan da hemen boğazlayıp kesermiş. müzayede ile esir satmaktan kasıtları da, isyan hareketini beslemek için bir nevi yardım toplamakmış. gün gelmiş, yemiş iskelesi'nin kahvecisi de Rumların eline esir düşmüş ve diğer esirlerle birlikte o meydanda satışa çıkarılmış. istekliler kaç kişi ise karşılarına dizilmişler, bekleşirler imiş... o sırada tepeden tırnağa silahlı bir rum gelmiş. bunları gözden geçirdikten sonra bir iskemleye oturmuş. müzayede de başlamış. ilk, bir paradan başlarlarmış. bir can da beş paraya, on paraya kadar çıkarmış. sıra kahveciye gelince iskemlede oturan o silahlı adam yekten,
– beş kuruş! diye bağırmış.

arttıran olmayınca da esiri alıp bir muhafız nezareti altında şehirden çıkarmış. zavallı kahveci, "beni beş kuruşa aldığına göre kim bilir ne gibi işkencelerle öldürecek." diye düşünürken, ıssız bir yerde o silahlı Rum :


– korkma, demiş, sen beni tanımadın ama ben seni tanıdım. hani bir yeniçeri bana hakaret ettiği zaman sen onu dinlemeyip bana kahve ikram eden yemiş iskelesindeki kahveci değil misin?


kucaklaşıp öpüşmüşler.

bir fincan kahvenin hatırını sayanlardır ki asi de olsa, saki de olsa mert adamdır.



#Tag - Tek Kelime Etme

Hadi bakalım Umut hikayem' sayesinde mim ' e dahil oldum :))) 
Oralarda dolanın gayet iyidir kendisi.. :) Ayrıca Teşekkür ederim sana #tag için Şeymaaaa  :) 

-Tek kelime tagi-



 #  telefonun nerde ? → Önümde


#  partnerin ?→ Tanışmadım

#  saçların ?→ Pırasa

#  annen ?→ Ömrüm

#  baban ?→ Uzak

#  en sevdiğin eşya ?→Yüzüklerim

#  son gece gördüğün rüya ?→ Fantastik

#  hayalindeki araba ?→ Audi

#  içinde bulunduğun oda ?→ Havasız

#  korkun ?→ Ölmek 

#  10 sene içinde ne olmak istiyorsun ?→ Anne

#  sen ne değilsin ?→ Sinir bozucu

#  üzerinde ne var ?→ Kırmızı

#  senin hayatın ?→ İlginç

#  moralin ? → Standart

#  şu an ne düşünüyorsun ?→ İçmeyi

#  senin bilgisayarın ?→ Dell

#  bira ?→ tekila ?

#  aşk ?→ şuan değil



-MİMLENENLER-
Tabi yapmamışlarsa :)









8 Mayıs 2014 Perşembe

Benim Başucu Kitaplarım.


OKU ! 

Kitap okuma isteği malum herkesin içinde vardır ama oyun oynamak yada sanal ortamda gezinmek yerine kim kitap alıp okuyacak haklı sebeple kitaplar daima kapalı alanlarda gizlenir. 
Yalan yok aynı durum yaşantımın içine sızmıştı, iyi ki aşılmış bir üşengeçlik sendromu mevcut ve kıymet bilemediğim zamanların bundan sonra değerlenmesinin şerefine diyoruz.. 

Pek tarzım değildir şiir okumak bilirim zordur onların içerisindeki anlamların derinliği vardır açıkçası korkarım da anlayamamaktan.. Ben şiirlerin içeriklerini sınavlarda çözdüğüm paragraf sorularından öğrendim yahut edebiyat hocamızın mecbur tuttuğu ders kitaplarından.. Cesarettir bu ya şimdilerde bende iki adet şiir kitabı var, romandan sonra gelen ama tam olarak başucu kitapları.. 

Bir tanesi ki adını duyduğumda okuma hevesi getiren Turgut Uyar'dır. Ki o'nun şiiri kişiye özeldir. Anlatmaz hemen kendini işte şimdi diyorum ki, bu şiir burada kenarda kalsın, birkaç yıl sonra tekrar okuyayım. Birkaç birkaç yıl sonra bir daha, daha birkaç yıl sonra da okurum. İşte, böyle bir şiir kitabından bahsediyorum. 
Tavsiye etmeyi borç biliyorum. tanışmadıysanız bu şiirlerle kısa zamanda  okuyun bilin.

Bir diğeri de Özdemir Asaf  " Yalnızlık paylaşılmaz * Paylaşılsa yalnızlık olmaz" diyen hayatımın büyük kısmında takip ettiğim üstad. Sanki bir şair değil o daha farklı bir şey :)
“benim aşk konusundaki şiirlerim aşk şiirleri değil, aşka şiirlerdir.” 


İki şiir kitabı koydum başucuma tavsiyelerim ikisi de okumaktan zarar gelmez bir deneyin bir şey kaybetmezsiniz. 
Sevgiye takipte kalın :)


6 Mayıs 2014 Salı

Mesai Sonrası Yorgunluk !

Çalışma ortamında ya da sonrasında üstüne öküz oturmuş gibi hayattan bezmişlik sende de oluyorsa yazanları denemekte yarar var.

Şimdilerde bilemem de önceden aşırı yoğun bol mesaili stresli bir iş yaşantım vardı benim.. Uzunca bir süre 'Hasta mısın ?' sorularıyla başa çıkmak zorunda kaldım.. Gerçi dinlenmek adına uykuyu tercih edenlerdenim ama uyumak da yeterli gelmiyormuş.. 

Adamlar bulmuşlar demişler ki ; 

  • ' Çikolata yiyin ' Hormonları düzenleyici mutluluk verici olması adına evet çikolata iyi geliyor. Tabi benim gibi fazla kilonuz varsa yada kilo alırım endilşeniz oluşuyorsa bitter çikolatadan bir parçacık yerseniz zarar gelmiyor :)

  • 'Su için !' gün içerisinde iki bardak ard arda   dehidrasyonengellemek adına.. Bardakların büyük olmasına gerek yok küçük bardaklarda işinizi görür

  • ' Bir şeyler karalayın !' mesela arkadaşlarla buluşma esnasında Odaklanma problemi yaşıyorsanız elinize bir kalem alın ve kağıdı karalamaya başlayın beyninizin odaklanmasına yardımcı olacaktır.


  • 'C vitamini alın' Portakal yada limon bir dilim de kafi, yeter ki bünyenize C vitamini giriş yapsın sonra bırakın kronik yorgunluk azalsın.


  • ' Gerinme hareketi' biraz vücud hareketi enerjinizi nasıl yerine getirecek fark edin.. 

Hepsi denenmiş ve olumlu sonuç alınmıştır. Bir gün mesai sonrasında yorgunluk hissederseniz denemelisiniz bir etkisini görmem derseniz de kaybedeceğiniz 10 dakika ve bir parça bitter çikolata sayesinde 24 kalori olacaktır :) 


Film Günlükleri#2

POMPEII

Konusu:
Ailesini Romalıların öldürdüğü daha sonra köle olarak satılan Milo adında köle bir gladyatörün hayatı ve Pompeii ' ye kadar uzanan maceralarını anlatıyor.

Standart köle asil kız aşkı elbette filmde mevcut, film aksiyon bakımından gayet güzel ama düz mantıkla izlersen birçok eksiği var.. Aşırı derecede beğenilmiş bir film değil elbette, hani böyle şahane filmdi, mükemmeldi diyemem. 

Ben izledim çünkü bu filmlere karşı bir zaafım var. Korku filmi seansı olmasındansa bu şekilde zaman harcamak daha mantıklı geliyor.. Ama film çok iyiydi diyemem dövüşler gayet iyi ; volkan patlamasını daha yüksek enerjide bekledim ben gayet sıradan geldi sanırım senaryo eksik dedim sonunda.. 




Karakterlerimize gelirsek eğer;


Milo (Kit Harrington)game of thrones' un gayrımeşru çocuğunu oynayan Kit bütün içtenliği ve coşkusuyla ilk başrollük deneyiminin hakkını vermeye çalışıyor. Yakışıklı köle olarak karşımızda.





Cassisa( Emily Browning): Güzel asil kızımız, baştol oyuncusu.










Corvus(Kiefer Sutherland):Roma senatörü asil kızımızı isteyen ve
vazgeçmek bilmeyen..karakter oyuncusu Sutherland filmin kötü adamı olarak hiç de fena değil.






Cumartesi gecelerinde canım sıkılmasın; İmparatorluğu bol, aşkı klasik, aksiyon dolu bir film isterseniz eğer iyi seyirler. En azından ben böyle yaptım :)