27 Temmuz 2014 Pazar

Bayram Temizlikleri

Bildiğiniz gibi bugün ramazanın son günü..

Malum bayram arefesi olduğundan temizlik için gerekli olan süpürge, elbezi, cif, kova vb. ürünler meydana çıktı ve geleneksel temizlik başladı. Ama bu yoğunluğu iş yerinde yaşamadım ben arkadaş. Nedir sürekli orayı sil burayı süpür.Üç gündür bu karmaşanın içerisindeyim ama en yoğunu bugün oldu :)
Sizi bilmem de sanırım annem beni bayrama çıkartmayacak yarına kadar yaşayabileceğimi düşünmüyorum.
Bazı fotoğraflar koymak isterdim de onu çekecek halim kalmadı. Ayrıca Kocaeli' ye yakın olup yardım etmek isteyen varsa adres verebilirim :P 
Ama bayrama yorgun olunmamalı.
Kendime not: Arefe gününe temizlik bırakmayacak, bırakırsam dahi kesinlikle bir işim çıkmış olup kaçacağım. 
Mutlu geçsin günleriniz bir de yorulmayın :)


22 Temmuz 2014 Salı

Mim#6

Güzel gözlü o içten ve okunmaya değer blog yazarımız persephone güncesi beni mimlemişti. Belki biraz geç oldu ama ne demişler Geç olsun güç olmasın : )

Kendisi sorularını en son cevaplayacağını söylemişti ama sanırım ben en son yapanım, kendimi her ne kadar assolist olarak hissetsem de öyle değil hepimiz biliyoruz : ) Gelelim sorularımıza..

 KENDİNLE YÜZLEŞ MİM'i

1.Geçmişin olmasaydı bugün ortaya koymakta olduğun şey ne olurdu?

Geçmişim olmasaydı bugün ben olmazdım ki paralel evrende belki farklı bir Selma olurdu. Mesela blog yazarı olmayabilirdim, öz güvene sahip olmayabilirdim. Malum her şey tercihlerimizle alakalı..
Eğer daha en başında öz güven sahibi olsaydım seyyah olurdum ben. Ciddi ciddi gezerdim cilt cilt günlüklerim olurdu. Şimdi neden olmaz: bizden geçti ya :) 

2.Annen, baban senin için ne ifade ediyor?

Anne ve baba bu dünyada olmama sebep olan iki unsur.. Onlar olmasaydı ne var olabilirdim ne de bir başkası olsaydı beni çekebilirdi. 
Anne demek benim için; can demek, tereddüt etmeden canımı uğruna verebileceğim her şeyden vazgeçebileceğim tek insan demek. 
Baba ise; uzaktan sevgi.. Çok yakın olsa bile sevgisini sert gösteren ve bunu değiştiremediğimiz gene de olmazsa olmazlarımdan.
Not: Küçükken Anneni mi baban mı daha çok seversin dediklerinde ben Babam derdim.

3.İmkansız olduğunu düşündüğün her şeyin kapılarını açmak için ne kadar gönüllü olurdun?

Aslında iki teorim var bu konuda; 
Birincisi; imkansızsa etrafından sıvışır kenara kaçar görmemezlikten gelirdim. ( Eskiden olsa muhakkak bu yol tercihi yapardım. )
İkincisi, ön saflarda yer alır elimden ne geliyorsa önlerine serer o imkansızsa kesinlikle imkanlı olabileceğini kanıtlardım. Ve kesinlikle bundan sonrasında her zaman bu yol benim de yolum olacak.

4.Şu an sen kimsin ve ne kadar büyük, parlak ve faydalı bir macera ortaya koyacaksın?

Ben kimim ? 
Bu sorunun cevabını tam olarak bulamadım. Evet bir çoğunuz bulmuş olabilir ama bende tam olarak netleşen bir durum yok. Genel olarak tanımlarsak; kendine güveni daha sonradan gelmiş, tuttuğunu koparan ve istediğini elde etmek pahasına bir çok şeyden fedakarlık edebilen gerektiğinde sakin (aşırı derecede hemde) ama eğlenmekten asla vazgeçmeyen biriyim. Macera olarak bakarsak bu hayata fazlasıyla inişli çıkışlı oldu yaşamım, hala çıkışlar mevcut belki günün birinde yeniden inişi göreceğim ama bundan da emin değilim.. 
Ama ustalık eserim çocuklarım olacak günün birinde gerçekleşirse elbet onlar benim şu ana kadar yaptığım yapacağım her şeyden faydalı olacaklar.

5.Kalbin daha önce hiç kırılmamış olsaydı ne kadar neşeli, inanılmaz, olağanüstü, değerli ve tümüyle doyurucu bir ilişki içinde olurdun?

Kalbim çok kırıldı benim ve ben geçmişi her zaman halının altına süpürdüm. Belki bundan ötürü de benzer hatalar yaptım. Sevmeye değmeyecek insan yoktur dünyada diye düşündüm daima. Sevdiğim kalbimin ruhumun yaşamımın sahibi ortağı olmalı diye varsaydım. Sanırım kalbim kırılmış dahi olsa da insana güvenmeyi seviyorum ve o neşeli, inanılmaz, olağanüstü, değerli ve tümüyle doyurucu aşkı her zaman yaşayacağım..

14 Temmuz 2014 Pazartesi

Motivasyon mu ?

Yeni tasarımını incelediğim Emrah'ın bloğunda okumadığım bir yazı varmış. Ve evet ben yeni gördüm, biliyorum ayıp  etmişim bu zaman kadar okumayarak. 

Kötü bir zamandan geçiyorum bu aralar her şey üzerime geliyor, hayat konusunda, ders konusunda, aile konusunda kendimi kötü hissederken karşıma bu yazı çıktı. Bu zaman içerisinde öz güven, ifade, başarı korkusu her şey tam olarak mevcuttu bende.. Malum sınava toplamda 76 gün kaldı ve ben hazır değilim. Bunun yanında arkadaşlar ve aile ortamında kendini yalnız hissetmek de cabası..Bahsettiğim yazının konusu motivasyon ve gerçekten hakkını veriyor..
Genel itibariyle hayatın aslında 'ben' ile değişeceğini anlatmış, her şey bana bağlı ve  neyi istersem bunu dile getirmeliyim diyerek telkin yoluyla beyni uyarmayı amaçlamış, yerini de bulmuş.

Beyin öyle bir yapıya sahip ki ne tür de düşünürsen o şekilde algılayıp senin davranışlarını etkiliyor. Misal aslında acı çekmediğini bildiğin halde sürekli acı çektiğini düşünür telkin verirsen  bir zaman sonra hastaymış gibi davranıyorsun. Ben artık okuyamam, tarih dersini hiç anlamıyorum, yapamam diyen birisi kesinlikle kendini başarısızlığa mahkum bırakıyor. Sadece burada değil hayatının büyük kısmında da bu etkiyi yaratıyor. Yani hal böyleyken kendine verdiğin telkinler seni o tarafa doğru sevk ediyor. 
Bende bu yönde bir telkine başladım. Tabi ki iyi yönden yapıyorum " yapamayacağım bir şey yok, hiçbir şey zor değil gibi " Bunu yapacakken de her gün Emrah'ın bloguna gidip bu yazıyı okuyacağım. Bir süre sonra her şey o yönde iyi gelişecek biliyorum. 
Tek başıma denemek olmaz buyurun buradan sizde bakın, belki sizde de motivasyon sorunu vardır ve bu şekilde üstesinden geliriz. 

Alıntıdır.
Her şey bana bağlı . Başarılı olmak,mutlu olmak ve en önemlisi insan olmak bana bağlı. Her şey benim ellerimde                                                                                                                                                                          Alıntıdır. # eqzdemir #

                                                                                                                                                                   Mutlu kalın müptezelden sevgilerle :)

Bu çekiliş farklı çekiliş

Merhaba herkese,

Bunu uzun zamandır yapmadım ama baktım ki arkadaşımız yeni ve o kadar güzel bir ödülü var dayanamadım açıkçası.. Belki biraz menfaat ama genel olarak benim takipçilerim onu da görmeli dedim..
bloğumuzun adı kozmetik çantası ve çok eski bir arkadaşımız değil..
Merak edenler görmek isteyenler lütfen buradan gelin..
Yalan yok ben blog tasarımına bayıldım özellikle bu aralar yeni bir şeyler ararken derdime derman mı oldu ne :)


11 Temmuz 2014 Cuma

Mim#5

Uzun zamandır mim yapmadığımı fark ettiren Persephone Guncesi sayesinde sahalara geri döndüm :)
Kendisi bu mim' i benden daha güzel yaptı biliyorum ama gene de bir okursanız daha ne isterim ki ben..

Buyurun o zaman müptezel'in mimine :)



Aşk 

Uzun zamandır bilmediğim bir duygu ki hissetmemiş insana sorarsak o da gider size Türkçe anlamını açıklar. " Aşırı sevgi ve Bağlılık duygusu "

Not:Eğer bu duygu hayatınızdaysa bırakmayın. Bir daha bulunmuyor. 

 Hayat

Bilmediğim sularda yüzmektir. Alışık olmadığım ama alışmak zorunda kaldığım yapı içerisinde verilen rolü üstlenmekte denilebilir. Ama her şeye rağmen hayat kıymetlidir.
Ben hayatı çınar ağaçlarına benzetirim, büyük heybetli ve bu kadar güzel..


        Umut

Umut etmeyi gökyüzüne benzetirim ben.. Çok istediğim o kadar çok şey var ki neleri umut ettiğimi hatırlamıyorum. İşte o yüzden gökyüzü kadar umudum var. Biriktirdim belki günün birinde yağmur olup bana geri dönerler..







Acı

Hayatın gerçeği. Aramadan bulunan tek şey bu olsa gerek. Sevdiğim insanları kaybetmek acıların en büyüğü. Keşke sadece döner yanında servis edilen bir şey olsa ama  malesef öyle değil. En kötüsü gece başlayan ve bir türlü dinmeyenidir.






Gülmek

İşte hayat felsefem, hayat güzel olacaksa gülmek gerekir. Bir gülücükle hayatın gidişatını bile Gülümse " her şeye rağmen inatla gülümse..
değiştirebileceğine inanan insanlardanım ben. "






Persephone Güncesinin mimine bakmak isteyenler (ki bakmalısınız ) lütfen buraya gelin..
O zaman en sevdiğim kısım olan mimleme işine gelelim.. Yapmayanlar varsa muhakkak yapsın bencilce olacak ama okumak istiyorum bu konu hakkındaki görüşlerini..
Nabrut ve Biz
Matmazel
Gülay Cansever 

10 Temmuz 2014 Perşembe

Film Günlükleri#7

Türk filmi izlemeyi pek sevmem ben aslında ama bu aralar bir şekilde önüme çıkıyor ve nasıl olmuş diye merakla izliyorum.
Bu hafta aşk haftası oldu film bakımından bir kaç film izleyip tesadüfmüşcesine hepsinin de aşk filmi olması şaşırtıcı.

Filmimizin adı "Kendime İyi Bak"

Filmin yönetmen koltuğunda aslında sürekli kamera önünde görmeye alıştığımız Serhan Arslan ve Ruhi Yapıcı var.  İnandırıcılık konusunda bir kaç eksikle başladı ama gene de yönetmenlik olarak başarısız değiller.

Ana karakterimiz Emre ki canlandıran sanatçımız Çağdaş Onur Öztürk benim kanaatim hakkını vermiş, bazı anlarda ona sinir olsam da başarılı buldum kendisini.. Gerçi Yeşim karakterini canlandıran Begüm Birgören' i sevdiğim için ona ayrıca yorum yapamam. Konumuz aslında olağan bir durum. Yeşim ile Emre ilişkilerini bir adım öteye taşıma kararı alıyor artık son zamanlar içerisindeler ve düğünleri için Emre'nin üniversite arkadaşlarına davetiye götürmesiyle başlıyor. Unuttuğunu düşündüğü eski sevgilisinden aldığı bir haber ile Emre'nin duyguları alt üst oluyor. Tam bu sıra içerisinde Yeşim çocuğu olamayacağı haberini alıyor ve bunların çerçevesinde olaylar dönüyor. Devamını anlatmaya gerek yok bence anlatırsam filmi izlemiş olacaksınız diyerek burada konuyu geçiyorum :)
Fragmanı merak edenler buyrun buraya alalım sizleri...

Tek sorun inandırıcılıkla beraber senaryodaki boşluklar. Geri kalan her şeyi beğendim özellikle içtenlikleriyle rollerini sarmalarını :)
Sevgilim, 
Nasıl isterdim bilemezsin şuan yanında olup her şeyi sana anlatmayı ve defalarca özür dilemeyi...Ne kadar oldu ben gideli bilmiyorum kim bilir ne kadar bensiz bıraktım seni...
Sensiz kalmanın yarısı kadar zorsa bensizlik beni ömür boyu affetmesen yeridir ama yine de hep diledim affetmeni..
Anlatabilmemin bir yolu olsaydı inan denerdim.
Cevapsız bırakmazdım ama bir yol bulamadım tek bildiğim yanında kalsaydım daha kolay olmayacaktı. Bana sordun ya " Gitmeye cesaretin var mı ? " diye. Kalmaya cesaretim olsaydı bir an olsun ayırmazdım yanağımı göğsünden, göğsün cennetin provasıydı işte. Kapatma kapılarını ilk defa aşık olmuş gibi sev, biliyorum sevmek kolay herkes için ama hiç yaralanmamış gibi sevmemek ne kadar zor aslında..Ne kıyas, ne kin, ne beklenti olsun hayatında.. Aklının köşesinde olmak değil niyetim, sadece gülümse arada benim köşem orada çünkü..
Kendime iyi bak..

                                                                                                         Müptezelden sevgilerle mutlu kalın :)


3 Temmuz 2014 Perşembe

Kaçmak yada kaçmamak İşte bütün mesele bu!

Fotoğraf Alıntıdır
Hayatımda her zaman her şeyin kolayına kaçtım ben. 
Ne bileyim mutsuzsam o tarafa bakmadım. Gülebileceğim yerlere kaçtım.
Derslerden zorlanıyorsam  kopya çektim. Bir şekilde kendimi zorlamaktan kaçtım.
Sevdiğim çocuk bana bakmadığını düşündüm. Gittim başka birine baktım. 
Arkadaşım bana sitem etti. Etmeyen arkadaşımla takıldım. 




Şimdi bunları düşününce ki bu sadece görünen kısmı,  hayatımı kaçarak geçirdim. Mutlu oldum mu bunlarla evet kısmen sadece anlık mutluluklar.  Gel gör ki bu yaşa gelip bunları itiraf etmek dahi zorken hayatın yolunda gittiğini düşünmüyorum. Çünkü zorlandığım zaman hala kaçmaya çalışıyorum. Zamanın telafi etmesi için yardımcı olmasını beklemek yerine ben halletmeye çalışmaya çalışıyorum.(O nasıl bir anlatım olduysa artık) Pek becerikli olduğum söylenemez bu konu da ama geçecek biliyorum. 
Bir hocam demişti " Engelin etrafından dolaşmak kolay da onu ortadan kaldırmaya uğraşmak zor" diye. Sanırım ben bu cümleyi yanlış anladım ve engeli görünce hemen sıvışıyorum. 
Zaman hata telafi etme, yerinde sorun halletme zamanı en azından benim için :) 
Gerçi şöyle de bir soru var "Bunların hepsi bana mı denk geliyor yoksa sizde de var mı ?"
Bir aydınlatsanız beni :)