20 Mayıs 2015 Çarşamba

Hepsini İçine Koysak Bu kadar Olurdu. Oldu.

Yeni birine kendini anlatmak, işte en zoru bu olsa gerek.
Sevdiğin/sevmediğin her şeyi öğrenmesini beklerken onu daha yakından tanımaya çalışmak.
Çok zor azizim.
Yorucu yani en azından artık yorucu.
Gereksiz geliyor nedense.
İlerde bir gün bu yazdıklarımla çelişecek şeyler düşüneceğim biliyorum.
Yeniden sevince aptal oluyorum ben kendimi biliyorum.
Gene de şuan bu şekilde hissediyorum.
Bunu sever, şundan hoşlanmaz.
Bu saatte konuşursan sıkıntı değil, geçe kalırsan problem.
En sevdiği araba,
Ne klasik mi o ?
Nedir yani.
Bunları öğrendiğimde her şey daha mı güzel olacak.
Anlaşmalar bu şekilde mi oluyor yani.
Yakından tanıyorsun,
Gidiyor.
Tanımıyorsun,
Gidiyor.

Şimdi bakıyorum, neden kendimi değerlerimi ailemi, yaşantımı o yabancıya anlatayım. Oluruna bıraksak mesela, görse bilse o şekilde. Çaba göstermesek mesela. Ne olacak ne farkı var ?
Mutlu olmayı geçtim artık. Olmasa da olur, hayatın eğlencesini istediğimi ki bunun beni daha iyi yaptığını gördüğümden beri daha mutluyum.

***

Hayatımla ilgili yeni kararlar alıyorum.
Her defasında bir değişiklik yapmaya giden müpte bu sefer daha da büyük değişimlere kalkışıyor.
Tamam he zaman aklımda olsa da bunun için ilk defa harekete geçtim. Yaşayacağım şehri değiştiriyorum. Yaşantımı buna bağlı olarak değiştiriyorum. Aslında bunlar şöyle oluyor:

Pis pis sırıtıyorum sabahın köründe.
kör dediysem inan, ciddi ciddi kör.
Saat 05:11,
İşe gitmek için çok erken bir saat.
Yatak resmen sarılıyor gitme müpte diye bırakmıyor.
Alarm çalıyor,
Alarm bir daha çalıyor kalk müpte gidecek yolun çok.
Üstelik dolambaçlı bir yol, işin kötüsü yolu da bilmiyorsun.
Bilmeyenlere,
Yaklaşık beş gündür İstanbuldaydım sayın okuyan/dinleyen, çok gezdim. Kafamı rahatlatana kadar içtim.Saçma sapan hareketler yaparken yarını düşünmedim.Ve sonra dedim ki; ben burada yaşamalıyım.O hareketliliği pek çok insan sevmese de benim hoşuma gitti.Bu kadar durağan bir zamanda, pek iyi geldi.

Şimdi dersen ki bunun için ne yaptın :p
Dil, işimde büyük kısmı orası tamamlıyor.
Hayat 25 yaşından sonra değişecek, sanırım.

***

Mis'imin mimi.
Pek kıymetli Mis'im beni mim için etiketlemiş.
O isterse müpte yapmaz mı ? Yapar.
Kafamızdaki en komik, orjinal derneği kuracağız demiş. Sanırım üç-beş tane çıkar benden.
Pek sağlıklı düşünmediğimi anlamak zor olmasa gerek, hal böyleyken.. malum ;)

-Tatiller sonsuza kadar sürsün de böyle strese gelmeyelim diyenler derneği.
Kısa süreli tatil tatil değildir anlayışını benimseyen, genç yaşlı kadın/erkek ayırmayan tüm eşit haklarla birlikte olanların derneği.

-Sinirleri bozulan ve konu hakkında orjinal laf sokanları koruma derneği.
Hatun ya da er kişisi farkı yok, o kadar güzel laf sokanlar var ki bunlar koruma altına alınmalılar. Ciddiyim, onlardan öğreneceğimiz çok şey var.
Maşallah diyelim ;)

-Gülüşü gerçekten güzel, içten olan / gamzesi çıkanları koruma derneği.
Hatun mu istersin, adam mı bilemem ama bence güzel gülenler ve gamzesi olanları şöyle bir kenara ayıralım da nesli tükenmesin. Sonra biz n'aparız acaba ?? Şahsen pek bakarım, pek severim.

-Sırf evladı sıkılmasın diye kendi sevdiği programdan vazgeçen annelerin kıymetini bilme derneği.
İşte bu en gereklisi. sırf mutlu olmaları için bile dernek açılabilir. Üye sayısının fazlaca olacağını düşünmekteyim.

15 Mayıs 2015 Cuma

TekderdimHissizleşmek


Hani kafan çok karışıktır, yazacakların o kadar yarım kalır ki.
Bir şey yapamazsın.
İşte durum bu.
Açıklamasını yapamadığım duygular içinde yaşıyorum şu sıra.
Gerçi duygu değişiklikleri de tam benlik.
İstediğim duyguya çekemesem de hemen kendimi toparlıyorum bir şekilde.
Aamir khan' ın dediği gibi "all is well"
bilinç altımı kandırmaya yönelik çalışmalar yapıyorum.
Aslında ben çok iyiyim, sorun yok gibi.
İnanamayacaksınız ama gerçekten inanıyor :p
Bu cümleyi kuran bir hatundan anlaşılan aslında kötü olduğu o nedenle de böyle söylediğidir.
Ama alakası yok.
Arada bir duygusala bağladığım doğrudur.
Geri kalan zaman diliminde siktir etmiş olduğumsa daha doğrudur.
Hayatım boyunca yaptığım seçimlerin %100 doğru olduğunu ssavunmadım. Savunamam da.
İnsanım lan.
Neyin artistliğini yapayım.
Hata yapmak doğamda var.
Bunu kabul ediyorum.
Adam olmayanları anlamamak, istediğim şekilde görmek gibi huylarım var.
Aman ha yanlış anlaşılmasın.
Hayatımda adam olmayanı unutmak istemiyodum ya hani mevzu odur.

Her şey altüst olmuş durumda sayın dinleyen ya da okuyan.
Hayatım tamamen farklı bir hal aldı.
Kaza gibi düşün.
Vücudunun bir kısmını yitirmişsin gibi.
Bu kaza kalbimde şuan tam olarak evet.
Kalbin üçte ikisi kullanılamaz halde.
İnanılmaz bir şekilde acımıyor fazla.
Tabiki de üzerine bastırırsan can yakıyor.
O nedenle ne yapıyoruz bastırmıyoruz :)
Hissizleşmeye başlayacağım zamanı iple çekiyorum ama yalan yok.
*Herhangi bir acıdan sonra onu hatırlatacak tüm an'ları ortadan kaldıran tipler vardır.
Her zaman kızmışımdır onlara.
Abi olan olmuştur.
Ama yaşanılanlar, ki bunlar fotoğrafından mekanlarına kadar.
Yaşanılmış olarak kalmalıdır, kalacaktır.
Kötü anlar da olsa belleğinde olmalıdır.
Ya da gözünün önünde.
Hatanın büyüğünü burada yaptım ben.
Çok yukardan atmışım.
O anları gördükçe canı yanarmış insanın, daha beter kanatırmış.
Kendini kötü hissettirirmiş o anlar.
Tabiri caizse becerilmiş ve kenara atılmış.
Bu zamana kadar bitişlerde, hiç bir şeyi silip atmadım.
Yani sonradan silsem de aman acı vermesin aman görmeyeyim demedim.
Dedim ya; bu zamana kadar.
İlk defa an kalmasın istedim.
İlk defa o olmamış olay hiç yaşanmamış gibi olsun istedim.
Neticede büyük konuşmamak gerek.
Mana bulduğun hareketleri yaşamadan gebermiyorsun bu bir gerçek.

Şuan bunu yazarken acı oldu sanırım.
Ve sanırım katlanılabilir bir acı.
O nedenle bu kadarı yeter der,
Giderim.


TekderdimHissizleşmek


Hani kafan çok karışıktır, yazacakların o kadar yarım kalır ki.
Bir şey yapamazsın.
İşte durum bu.
Açıklamasını yapamadığım duygular içinde yaşıyorum şu sıra.
Gerçi duygu değişiklikleri de tam benlik.
İstediğim duyguya çekemesem de hemen kendimi toparlıyorum bir şekilde.
Aamir khan' ın dediği gibi "all is well"
bilinç altımı kandırmaya yönelik çalışmalar yapıyorum.
Aslında ben çok iyiyim, sorun yok gibi.
İnanamayacaksınız ama gerçekten inanıyor :p
Bu cümleyi kuran bir hatundan anlaşılan aslında kötü olduğu o nedenle de böyle söylediğidir.
Ama alakası yok.
Arada bir duygusala bağladığım doğrudur.
Geri kalan zaman diliminde siktir etmiş olduğumsa daha doğrudur.
Hayatım boyunca yaptığım seçimlerin %100 doğru olduğunu ssavunmadım. Savunamam da.
İnsanım lan.
Neyin artistliğini yapayım.
Hata yapmak doğamda var.
Bunu kabul ediyorum.
Adam olmayanları anlamamak, istediğim şekilde görmek gibi huylarım var.
Aman ha yanlış anlaşılmasın.
Hayatımda adam olmayanı unutmak istemiyodum ya hani mevzu odur.

Her şey altüst olmuş durumda sayın dinleyen ya da okuyan.
Hayatım tamamen farklı bir hal aldı.
Kaza gibi düşün.
Vücudunun bir kısmını yitirmişsin gibi.
Bu kaza kalbimde şuan tam olarak evet.
Kalbin üçte ikisi kullanılamaz halde.
İnanılmaz bir şekilde acımıyor fazla.
Tabiki de üzerine bastırırsan can yakıyor.
O nedenle ne yapıyoruz bastırmıyoruz :)
Hissizleşmeye başlayacağım zamanı iple çekiyorum ama yalan yok.
*Herhangi bir acıdan sonra onu hatırlatacak tüm an'ları ortadan kaldıran tipler vardır.
Her zaman kızmışımdır onlara.
Abi olan olmuştur.
Ama yaşanılanlar, ki bunlar fotoğrafından mekanlarına kadar.
Yaşanılmış olarak kalmalıdır, kalacaktır.
Kötü anlar da olsa belleğinde olmalıdır.
Ya da gözünün önünde.
Hatanın büyüğünü burada yaptım ben.
Çok yukardan atmışım.
O anları gördükçe canı yanarmış insanın, daha beter kanatırmış.
Kendini kötü hissettirirmiş o anlar.
Tabiri caizse becerilmiş ve kenara atılmış.
Bu zamana kadar bitişlerde, hiç bir şeyi silip atmadım.
Yani sonradan silsem de aman acı vermesin aman görmeyeyim demedim.
Dedim ya; bu zamana kadar.
İlk defa an kalmasın istedim.
İlk defa o olmamış olay hiç yaşanmamış gibi olsun istedim.
Neticede büyük konuşmamak gerek.
Mana bulduğun hareketleri yaşamadan gebermiyorsun bu bir gerçek.

Şuan bunu yazarken acı oldu sanırım.
Ve sanırım katlanılabilir bir acı.
O nedenle bu kadarı yeter der,
Giderim.


12 Mayıs 2015 Salı

Tahammülsüzleştirebildiklerimizdenmisiniz.

Bir limiti vardır her insanın.
Bazı küçük olayda bile dolabilir bilemezsin.
Hayatım boyunca katlanamadığım üç beş şey vardır.
Ha affedilemez kısmını söylemiyorum şuanda.
Gerçi unuturum ben aklımda tutamam.

Yaşadığım;
Tam bir sinir harbi.
Gerçi ilk değil bu yaşanılan da.
Arada bir oluyorsa sıkıntı değil de.
Bunu sık sık yaşar olduysan bir sorun vardır.
Ki bence evet sorun büyüktür.
İnsanların yalan söylemesi.
Dayanamıyorum buna.
Sorun varsa gel konuş abi.
Ne bok var saklanmasının.
Tamam lise yıllarımda bende yalan söyledim. 
Hemde bir çok kere.
Bilirdim babama gerçeği söylesem sorun çıkacağını, annemle kavga etmesinler diye söylerdim.
Tabi bu durum bende bitse de bitmemiş olanlarda var ve hala yaşıyorlar.
Gerçekler her zaman mutlu etmez de,
Yalanlar ortaya çıktığında yanan can daha beter bir acı barındırır bünyesinde.

İnsanların samimiyetine güvenen bir tip diyebiliriz müpte için.
Hemen inanırım.
İnanırım çünkü onun beni kandırması olası değildir.
Ne gibi bir çıkarı olabilir ki.
Ben söylemem yalan.
Sorunum varsa gider konuşur çözerim.
He zamanında küstürmüşlerdi.
Tabi davşan dağa küsmüş dağın haberi yok :)
kapatırdım dünyaya kendimi,
Gereksiz gördüğüm her şeyden kaçardım.
Baya baya uzaklaşmıştım.
En yakınlarımdan bile.
Kulaklıklarımı takıp insanlardan uzaklaşmayı bırakmamalıymışım.
Nereden bileyim aslında çok yakın olmamak gerektiğini.
Kime ne kadar yakın olursan o kadar yakarmış canını.
Ha bunu bu yaşa kadar öğrenemedin mi deme.
Öğrensem de unutuyorum ben.
Bütün yaşanan kötü olayların üzerini örten bir bilinç altım var.
Kafasına göre eski yöntemlerle çalışıyor.
Mutsuz olduğum anlar çok net değildir bende.
Misal deprem zamanına ait kısa kısa şeyler hatırlarım.
Bazıları bunu velinimet olarak görse de yok be anacım öyle değil.
Misal;
Sana kötü bir şey ki cidden kötü bir şey yapmış bir insan düşün.
O insan hakkında bile iyi şeyler sıralanır akında.
Kötü şeyleri hatırlamazsın.
O zaman onun yapabileceklerini tekrar yaşarsın.
Bunu aşmanın bir kaç yolu var,
biri haricinde hepsi de doktordan geçiyor.
İlaçlar,
Doktorlar,
Hastahaneler,
Harcanan kocaman zaman.

Buna da tahammülüm yok abi benim.
Yok işte.
Dayanmak uğraşmak istemiyorum.
Çaba göstermek değil de hayata da strateji mi yapalım yani.
Hayat lan.
Doğaçlama yaşarsın.
Ne oluyorsa oluyodur.

Neyse;
Benden bir bok olmayacağı gibi, deliriyorum galiba.
Hadi hayırlısı.