11 Temmuz 2015 Cumartesi

Alamanyalardan gelmiş

Saate baktığımda 23:30' u gösteriyordu.
Ben ne ara gelmiş ve buradan çıkamamıştım.
Saatimi çıkarttığıma pişman olmam uzun sürmedi.
Gerçi telefondan ses olsun diye açılmış bir dizi orada devam ediyordu.
Yorgunluğu atmak için balkona çıkıp bir sigara yaktım.
İşte o an tüm hücrelerim isyan etti.
Yat ulan artık yatağına !?!?!

Öncesi;

On gün.
Resmen on gündür ev hatunu modunda takılıyorum.
Nasıl olur müpte kişisi nasıl bu hale gelir ??
Sorgulamaya bile vaktim olmuyordu akabinde olmamaya devam etti de.
*Alamanyalardan abim geldi. 
Başka başka planlarım varken kendimi evde buldum.
Eve geldiğimde o sessizliği bir daha bulamayacağımı söyleseler inan daha fazla yatar,
daha fazla kendimle kalırdım. Elbette bir kaç saat sonra o sessizlik öyle bir bozuldu ki evde boş alan aramaya başladım. Geldiğini sosyal mecradan duyuran abim' tüm sülalenin bizde toplanması için davetiye vermiş bulundu.
Evdeki toplam kişi sayısı birken saatler içinde sırasıyla; 6, 7, 16, 23' e ulaştı. Yani sanırım emin değilim.
Kaç kişiye çay servisi yapıp kaçına su götürdüm ya da kaç yanakla buluştum inan aklımda değil.
Ertesi gün işte gitmeyecek olmanın rahatlığıyla altından kalkabilirim diyordum kendime.
Tabi gelen uyku apayrı bir noktadaydı.
Azıcık kıvrılsam uyusam diye fırsat kolladığım da doğrudur.
İş uyumaya geldiğinde kimse beni durduramaz.
Hani derler ya feriştahı gelse diye .
İşte o durum bende mevcut.
Ama müpte uyuyacak yer bulamadı.
Şaka gibi lan !?!?
Utanmasam ben gideyim sabah gelirim diyerek başka bir evde kalacaktım.
Hoş abim' böyle bir şeye izin vermez ya orası da ayrı.
Neyse ya.
Nihayetinde burada olamayışımın sebebi yoğunluktur, bezginliktir, mutluluktur.
İşten çıkıp eve gidip saçlar toplanır, üst baş düzenlenir ve gerekli yemek, sofra işlemleri yapılmaya başlanır.
İftar geldiğinde hizmet, iftardan sonra hizmet..
Hep hizmet, tam hizmet.

Şuan;

Belki evde kalmak istemiş ama çalışmanın özellikle de Cumartesi burada olmanın daha rahat olacağını düşündüğümden;
Bir cumartesi mesaisinden sesleniyorum sana ey okuyucu !
Nazım Hikmet' in mısralarında gibiyim.
'Çekilmez bir adam oldumuykusuz, aksi, lanetbir bakıyorsun ki ana avrat söver gibiazgın bir hayvan döver gibi '